Süre ne kadar? Meblağ ne kadar?

bu sıralar en mantıklıve risksizi kur korumalı vadeli hesap.

%25 gram altın, %25 dolar yada euro, %50 yatırım fonu, hisse vs olarak dağıtırdım.

miktar $3000 ve bedkleme süresi 2 sene ve üstü ise ;
garanti yatırım üstünden abd borsasından sp&500 alın.

Anlattığın şekilde kullanıyorum yıllardır, bir sorun yok.

edebilirsin hicbir sikinti olmaz.
Ama eger tv plus kullaniyorsan onu routerdan kablo ile alirsan donma oluyor. yani bende boyle oldu. Tv plus icin gelen interneti direk onlarin modeminden kabloyla getirmen lazim.

Tvplus almayı düşünmüyorum. Statik ip alıcam. Sorun olur mu? Bir de Bridge modunda şifre vs gerekmiyordu değil mi, yanlış hatırlamıyorum?

bridge yapmadan superonline router’ını mesh ağına kabloyla bağlayıp router’ın kablosuz bağlantısını kapattınız mı? ben bu şekilde kullanıyorum, çok memnunum. router’a sadece mesh ağının ana cihazı kabloyla bağlı. diğer mesh cihazları kablosuz olarak ana cihaza bağlanıyor.

bir odamda öyle kullanıyorum. "erişim noktası" olarak kullanıyorum.

hem superonline modemi hem de eklediğim modemin wireless'ı açık şekilde kullanıyorum.

eksisozluk.com

Kenarda duruyor olabilir

@false pre., tıkladım ama ne idüğü belirsiz 10 entry var orda benim entry yok anlamadım bişey mi kaçırıyorum yahu?

Ayni basliga girince entry yazma kutucugunun altinda

solda çıkan entryler senin kenara attığın entryler. en son kenara aldığın entry en üstte olur. ona tıkla, yazılan entryleri izleyerek en aşağı git, kenara attığın entryi yazılı halde göreceksin.

Hangi bankanın mobil uygulamasını kullanıyorsanız, anlık takip al sat gibi dertleriniz olmayacaksa Bankanız dan yatırım hesabı açtırıp al-sat yapabilirsiniz.

Benim garantide vadesiz banka hesabım var, bankanın uygulamasından alım yapıyorum. Satım işi masraflı olduğu için satış yapmadım henüz. Çok pratik alım satım işi.

Bilmiyorsanız finans bilginiz yoksa bulaşmamanızı tavsiye ederim. Öyle ufak alımlarda pek işe yarar bir kar elde ettirmiyor. Önce iyi takip etmek lazım yatırım yapacağınız şirketleri.

bankadan yapıyorum fakat eğer uygulama tarzı birşey istiyorsan midas üzerinden alım satım yapabiliyorsun borsa istanbul üzerinden ve yurtdışından.

masaüstü bakıyorsanız lehimli değiller, laptop bakıyorsanız modeline göre değişir, ancak çoğunluğunda boş slot oluyor, ram alıp takabilirsiniz ancak almadan önce araştırın. ayrıca 8 gb günümüzde yetersiz artık 16 gb iyidir.

hazır sistemlere koyulan parçalar tek olarak satılan parçalardan daha düşük performans veren ürünler. parçalar fabrika çıkışında performans testine sokuluyor ve düşük performans verenler hazır sistemlere ayrılıyor. hazır sistemdeki rtx 3050 ile kendiniz toplarken kutulu alacağınız rtx 3050 arasında ciddi bir fark olur işlem kapasitesi isteyen durumlarda.

8 GB ram yeterli değil ama lehim falan yok, kasayı açıp ekstra ram takabilirsiniz anakart üzerine. yalnız onda da kasayı kendiniz açacağınız için bilgisayar garanti kapsamından çıkar. risk alınır mı? bence bir süre kullandıktan sonra alınır. belki sistem arkadaşınızın işini görecek şekilde sorunsuz çalışır parça eklemeye bile gerek kalmaz.

Belirtmeyi unutmuşum laptop bakıyoruz kasa değil.

Ama garanti konusunu atlamıştım o zaman direkt 16 ve üzeri bakmakta fayda var.

Kullanacağı programların geliştiricilerinin web sitelerindeki "minimum system requirements" ve "recommended system requirements" sayfaları olur, onlara bakmanız gerek. Bazı firmalar ayrıntı işlemler için de yazıyor bunları.

8 alsanız ve sonradan kendiniz 8 GB daha alıp taksaniz olacak fiyat ile doğrudan 16 GB alınca fiyatını da kiyaslayabilirsiniz.

Boş slot sayısı ve anakartin desteklediği max. ram de önemli.

Monster laptopların kasası sonradan ram ve hdd/ssd değiştirmeye elverişli yapılıyordu. Öyle bir model alırsa laptopa da takabilir. (ama kalın bir laptop olur tahminen)

Genelde artık ramler lehimli. Direkt 16+ gb alsa iyi eder.

8 az

8 değil 16 gb bile az şu an.

Bütçe belirtilmediği için en pahalı olanı tavsiye ederim.

Butce bilmiyorum ama sinirliysa iyi bir intel islemcili pc derim.

üniversite öğrencisi için mac pro tavsiye etmem ama mac air tavsiye ederim.

Uzay grisi

bahsettiğin işlemler için fiş ya da fatura aldın mı? o fatura açıklamasında yapılan işlemlerin açıklaması yazıyor mu? fatura fiş yoksa veya işlemler de yazmıyorsa bunu o adamın yaptığını kanıtlaman imkansız.

yetkili serviste yapılan her işlemi adım adım faturaya işliyorlar bu sebepten, atıyorum fren sistemi bakımı yazıyor adam, oradan sorumluluğu verebilirsin, ama sanayide bu iş imkansz gibi bir şey. o adamlar da zaten çakalın önde gideni, senin gibi kaç kişi gelmiş geçmiştir bu şekilde.

cümleler arası noktalama yaparsan konu daha iyi anlaşılır.

araç nedir? modeli nedir?

ön takımlar tamir edilmemiş : burada usta suçlu.

fren hidroliği eklenmiş sanırım: yanlış yoğunlukta hidrolik ya da fazla hidrolik arıza yaratabilir. hidrolik koyulurken hava alımı vs. yanlış yapıldıysa arıza yaratır.

motor beynine sıvı: motor beynine yağ yada su koyacak kadar acemi değildir usta. muhtemelen bir yerde kaçak olabilir. burada ustanın suçu olmayabilir. atıl durumda olduğunu zaten belirtmişsiniz. zamanla kaçaklar oluşmuştur.

triger kayışı: kayışın zamanı dolmuş olabilir. tamir sonrasına denk gelmiş olabilir. triger kayışı yeni değişmediyse ötme beklenebilir.

aracınızın garantisi dolduysa servis dışı da tercih edilebilir. çoğu servis yetkili servislerden ayrılıp kendi yerlerini açıyor. yeter ki işi ve esnaflığı iyi olsun.

tavsiyem, hakkınızı aramak hakkınız fakat semeriyle seksene gelir. bilirkişi raporu çıkışı, avukat masrafı, zaman kaybı vs vs. bir kere daha ustayla yapıcı bir konuşma yapın. olumsuz bir dönüş yaparsa dava açacığınzdan bahsedin. şu yazdıklarıınıza göre haklı gibisiniz. tabi faturanız varsa.

valla bu senenin başlarında uğraştım bu konuyla. öncelikle özel hastanelerden bu rapor alınamıyor. o yüzden devlet hastanesine gitmek zorundasınız. Haklısınız çekilecek dert değil. sayısını unuttum ama 7-8 polikinlikten ayrı ayrı muayene oluyorsunuz. Randevu almadan önce hastanenin silah raporu verip vermediğine bakın. Ayrı ayrı polikinlikten sıra almayacaksınız. MHRS'ye girip "Sağlık kurulu" olarak alacaksınız. Onlar size bir kağıt verecek siz de girişten sıranızı alıp muayene olacaksınız. Hepsini olduktan sonra birde üzerine psikolojik test var. O da bir gün içinde çıkmıyor. Sıra konularında sizi ileri de alıyorlar. En azından burada öyleydi. Ben dibimdeki hastaneden sıra bulamayıp 100 km ötedeki hastanedeki sağlık kuruluna girmiştim :)

Sizin "Sağlık Kurulu" olarak randevu almanız laızm.

Sağlık kurulu olarak randevu aldım ama buna rağmen gittiğim polikliniklerde inanılmaz sıra vardı. Hepsinin aynı sebepten ötürü orada olduklarını sanmıyorum ama bana hiçbir poliklinikte öncelik verilmedi. Hatta işitme testini 20-30 gün sonrasına randevu verdiler şaka gibi. Yine bir tanesine defalarca gitmeme rağmen sıra alamadım.
Bahsi geçmişken sorayım:psikolojik test nasıl oluyor? Benim sıra bile bulamadığım buydu mesela.
Anladığım kadarıyla siz şehir dışında köy gibi bir yerde bir hastanede bu işi halletmişsiniz. Olmazsa bu yöntem de denenebilir ama siz ne kadar sürede hallettiniz hepsini?

evet izmir merkeze yakınken tire'ye gitmek zorunda kaldım. ama sanmayın ki bütün polikinlikleri 1 günde bitirdim. 2 kere gidip geldim. psikolojik testte bildiğin test çözünüyorsunuz. 2-3 saat süre veriliyor. onun sonucu hemen çıkmıyor. ama tabi polikinliğe göre değişebilir.

siz bence başka bir hastaneye gidin. özellikle merkezden uzak olsun. telefonla açıp sorun. sıkıntınızı anlatın. sağlık kurulunda olduğunuz için size öncelik vermeleri lazım. yoksa sittin sene rapor alamazsınız. sabah 8 8.30 gibi hastanede olursanız psikoloji hariç hepsini halledersiniz.

bütün polikinlikleri bitirince kurul raporunuza bakıp onay veriyor ya da vermiyor. onu da e-devletten çıkarabiliyorsun, gidip hastaneye gitmene gerek yok.

size tavsiyem, öncelikle hastane işini bitirin. bu işi bitirdikten sonra diğer işlerinizi halledin. en son vergi borcu yazısını alın çünkü onun süresi 15 gün. 15 gün geçerse tekrar almak zorunda kalabilirsiniz. ben bazı işlerimden dolayı 15 günü sürekli geçirdim 3-4 kere vergi borcu yoktur yazısı aldım :)

Bu kadar zorlaştı mı bu iş ya hu? En son 2019 yılında aldım heyet raporunu, ondan önce de 5 sene aralıklarla 2-3 kere daha almışlığım var.

En son İstanbul Beşiktaş Sait Çiftçi hastanesinden aldım, İstanbul için en kolay ve hızlı hastanelerden biri buydu.

Her poliklinikten tekrar randevu alma işini anlamadım, bir yanlışlık olmalı. Siz Heyet Raporu için giriş yapıp gerekli ödemeyi yaptıysanız her poliklinikten muayene sıranız otomatikmen oluşmuş oluyor.

Hatta doktorlar genelde normal hastaların muayeneleri arasında "heyet var mı" diye seslenip heyet için gelenleri hızlıca halledip gönderiyorlar.

Sanırım bulunduğunuz ilçe ya da ilde bir kalabalık sorunu var, başka ilçe veya yakın illerde şansınızı deneyin.

Bu arada ne tür bir tabanca almak istiyorsunuz? Polimer mi çelik mi? İğne vuruşlu mu horoz vuruşlu mu? Yerli mi ithal mi?

@false, bu anlattıklarınızı gördükten sonra gerçekten imrendim çünkü ben en az 6-7 defa git-gel yapmışımdır ve dediğim gibi buna rağmen tüm polikliniklere görünemedim bile.

@bloor, sizinkisi belki yenileme olduğu için daha hızlı olmuş olabilir. Benimki ise ilk defa ruhsat almak içindi. Heyet için poliklinik konusu dediğiniz gibi ayrı bir bölümdeydi, yani en azından 1-2 tanesi hariç hepsi sözde sadece bu iş için oradalar ama inanılmaz bir yoğunluk vardı. Şehir hastanesi mantığı, bütün sağlık raporlarını oraya yönlendirmişler sanırım. Sabah 7'de bir umutla gittiğim poliklinik için sıraya bile alınamadım zira saat 5'te gelip bekleyenler vardı.
Silah olarak sarsılmaz'ın iğne vuruşlu belli bir modeli var aklımda.

Anlaşılan tek çözüm boş birkaç gün ayırıp uzak bir ilçede bir hastanede sağlık kurulu randevusu bulup bu işi halletmeye çalışmak gibi görünüyor.

Geçtiğimiz aylarda yine böyle bir duyuruda İstanbul'da randevu yoktu, en yakın Keşan'da vardı mesela. Sizde yakın bir il/ilçeden bakacaksınız mecburen demek ki.

Yalnız kötü bir haberim var, bu çileyi her 5 senede bir çekeceksiniz. Yenileme de olsa her şeyi sil baştan yaptırıyor silah ruhsat büro, sadece pandemi döneminde sağlık raporlarını ötelediler, önceden alınanları kabul ettiler.

Stoeger'in ürettiği Glock klonu olan ST-R modeline de bir bakın. Yine uzun yıllardır kendini ispatlamış bir altyapısı olan Canik TP9 modellerine de bakın.

hbo türkiye pazarına girecekken son dakika vazgeçtiler. buna dahil bazı avrupa ülkeleri de dahil. muhtemelen türkiye pazarı iptal kararı öncesi bütün bölümlerin dublajı ve altyazısı yapılmış.

telegram linki var çok iyi. dublaj altyazı harika yani şu an pc deyim dm atın bana size veriyim bu akşam

Hastanede aile hekimi yoktur. aile hekimi kan tahlili yapiyor ama
kapsamliligini bilmiyorum. kan alma saatleri var eger gidecekseniz sanirim 10 veya 11 e kadar aliyorlar+aç gitmeniz gerek. sonra lab a yolluyorlar

aile hekimliğinize gidin kan tahlili yaptırın. ama gitmeden önce bi arayın internetten sıra almak gerekiyor mu diye. saatlerini de öğrenin. aç karnına gidip kanınızı aldırın. aile hekimliklerin kalabalıklığına göre 1-2 hafta içinde çıkıyor sonuç. herhangi bir ücret alınmıyor.

sonuç çıktıktan sonra isterseniz özelde bile gösterebilirsiniz sonuçlarınızı. Fakat her kan değeri ölçülmüyor. Mesela D vitaminine ve bazı tahlillere bakamıyorlar.

Olur, buradaki hastanede aile hekimliği diye bir poliklinik var normal aile hekimlerinden ayrı. D vitaminine bakamıyorlar ama. Fizik tedavi, dahiliye, vs bakabiliyor.

dahiliye bölümüne gidip istediğiniz kan tahlilini talep edebilirsiniz

Yanlış değil, size gönderilmiştir. Merak edip o linke tıklayınca telefonunuz bir hoş oluyor. Bir süre sonra burada 'Banka bilgilerimi ele geçirmişler' başlığı açmanızı gerektirecek gelişmeler olabiliyor.

phishing denemesi. tıklamayın.

not: altımdaki "uzman" arkadaş yalnış bilgi vermeyin falan demiş. https olmayan ve bu protokolü kullanmayan her link güvensizdir. bunun gibi "uzman" arkadaşların lafına güvenip de tıklamayın. tıkladığınız andan itibaren telefonunuzun arka planına sızması içten bile değil. örnekleri mevcut.

tiklayinca bir sey olmaz korkmayin bu kadar, yanlis bilgi de vermeyin. buradaki olay aslinda cok acik ama yine de anlatayim. sanki bir coin sitesinde uyeliginiz var ve bakiyesi kabarikmis. o id sifre ile siteye giris yaptiginizda sizden beklenen tum parayi cekebilmeniz icin adamlara para ateslemeniz. kisaca dolandiricilik.

Hey millet, yanıtlarınız için çok teşekkürler. Zaten dolandırıcılıkla ilgili olduğunu ben de tahmin ettiğimden tıklamamıştım ama bir açıklama da getirememiştim. :) Bu konunun burada arşivde kalmasını istediğimden gerekli açıklamalarınız bu konuda tereddütte olanlar için yol gösterici olacak. Sevgiler :)

Alti kaya oldugu icin ataturk mahallesi, evka-4, hatta onur mahallesi taraflari da olabilir. Bornova karsiyaka falan alti tirt.

Bornova Atatürk mahallesini tarif etmişsiniz. 1 kat dükkan + 2 kat ev imar izni var şu an. 2020’deki depremi doğru düzgün hissetmedik bile çok şükür.

Sahilden, düzlüklerden uzak durun. Yamaçlara gidin ve 2000 den sonra yapılmış ev olmasına dikkat edin.
Bina yüksekliğinin konuyla bir alakası yok.

Gaziemir
Altı kayalık

zemin bakımından gaziemir +1

Strava

Strava daha çok spor amaçlı biy uygulama, gittiğiniz yolu Strava ile kaydedince sizi seri şekilde işaretleyip uygulamadan banlıyorlar, aman dikkat. Google My Track bu iş için iyidir.

gidilen yolu nasıl kaydetmek istiyorsun? mesela gittiğin yoldaki rotayla beraber anlık hız ve zamanı mı öğrenmek istiyorsun?

yoksa sadece gittiğin yolun kaydedilen rotasını mı görmek istiyorsun? bunu google maps yapıyor mesela.

adı yok. tiktoktaki kekomançilerin yaptığı videolar bunlar.

telefon ile mac'teki batarya tipleri farklı fakat şöyle bir genel kanı var. batarya 0'a ne kadar çok yaklaşırsa bu durum batarya için o kadar kötü. örnek olarak %5'te olan bataryayı kullanmaya devam edersen o bataryanın ömrü için iyi değil derler.

bu yüzden benim aklıma ilk gelen şey, bataryayı çok düşük seviyede tutup o seviyede ağır işlem yaptırmak ve şarjı bitirmek. sonrasında çok az tekrar şarja koyup tekrar ağır işlem yaptırmak. şarj seviyesini düşük tutup ağır işlemle bataryanın ömründe yiyecektir diye düşünüyorum. tabi bunlar benim varsayımım.

not: herhangi bir sorumluluk kabul etmiyorum :)

Amaç zaten bataryayı öldürmek, daha ne sorumluluk olacak:)

Bataryayı zaten alet kapanana kadar zorluyorum. Ama macler bildiğim kadarıyla 0'ı görmeden kendini kapatıyor. %5-10'a kadar şarj edip tekrar bitirmeyi de defalarca kez denedim. %1 bile düşmedi batarya ömrü. Belki uzun süre devam etmek gerekiyodur. 2 haftaya yakın denememden hiçbir sonuç alamadım.

garanti süresi ne kadar? belki de düşmeyecek yüzde doksanın altına. neden zorluyorsun ki? :) yüzde 90 kötü bir rakam değil. yanlış hatırlamıyorsam bataryayı tamamen bitirip boş bir şekilde uzun bir süre muhafaza etmek de ömrünü tüketiyor.

elimde 8 senelik bir air var hala aktif olarak kullaniyoruz.
pile bicilen omur 1000cycle, orjinal pil su anda 1500 cycle devirmis durumda hala tek sarjla 3 saat rahat gidiyor. Yeniyken 6 saat falan gidiyordu yani pil sagligi %50 falandir herhalde.

Ben olsam bosuna kastirmam, cunku buyuk ihtimal pilin omru bitmeden makinanin omru bitecek.

Doğru, o şekilde de ölüyor batarya ama düzenli olarak kullanmak durumundayım aleti. %90 yazsa da daha da azaldığını fark edebiliyorum. Günde 10 saati zorlarken 6 saat gitmiyor şu an. Değiştirmeyi isteme sebebim de bu. Garanti 2023 Kasım ayına kadar.

50 cycleda o kadar düştüyse bence götürünce problem olduğunu görüp değiştirmeleri lazım ya. %90 görünmesi problem değil de 6 saat gidiyorsa (tabii ne iş yapıldığına göre de değişir) az.

154 devir %92 benim şu an.

pil sağlığı çok görece değişir, daha önce apple call centerda çalıştığım için biliyorum, mesela 10 günde 88 e gelip iki sene 88 de kalan pil gördüm. bu açıdan yaptığınız şey çok işe yaramayabilir gibi. pil olayı biraz şans.

Soğuk şarj bi işe yaramıyor gibi. Tamamen bitmesine işletim sistemi izin vermiyor. Geriye bir şey kalmıyor bildiğim kadarıyla

açabilir tabiki. yanağını öptüğün bölge belki mikroplu bir yere değmiş olabilir. dışarda millet halen balgamla tükürük atıyor. köpeğinin yanağı öyle bir şeye dokunsa sen de öpsen hasta olabilirsin. bunlar şans meselesi biraz. o yüzden ya köpeğini öpme ya da öpeceksen dışardan geldikten sonra öpeceğin bölgeyi silmeye çalış sonra öp.

Ya onu bunu bilmiyom da ben sapur supur opuyom

Kesinlikle açar. Bakteri, mantar, virüs gibi tehlikelere maruz kalırsınız

kafasindan öpün?

siz zaten o hayvanla ayni evde yasiyorsunuz ve onu her gün dometosla yikamiyorsunuz? saglikli yetiskin insanlar olarak immun sisteminiz alismistir diye düsünüyorum.

benimki günde 1,5-2 saat disarida ve neredeyse her gün köpek parkinda. dis ve agiz bakimi tr ortalamasinin üstündedir, her gün köpegimin dislerini yikiyorum, yine de agiz bölgesine yakin öpmüyorum.

Kafasından öpün+1 Ben kedimi kafasından öpüyorum.

bakteri, mantar, virüs dolu bir hayvanla birlikte yaşamazsınız, gider tedavi ettirirsiniz diye tahmin ediyorum.

normal yaşayan bakımlı, sağlıklı, aşıları yapılan bir ev köpeğinden hiçbir şey olmaz.
öpmeye devam edebilirsiniz rahatlıkla.

10 yıldır falan her gün öpüyorum bendekini, bi sıkıntı olmadı.

sapur supur opuyom +1

bence düzenli olarak mikroba maruz kala kala yeterince bağışıklık oluşturduk biz köpek öpücüler olarak.

Crysis serisi.

Dying Light 2 Stay Human
RDR 2
God Of War
The Witcher 3
Cyberpunk 2077

birkaç günde biter mi bilmem ama.

oyun zevkine bakarak açık dünya, 3rd person shooter oyunlarını ve stealth oyunlarını seviyorsun gibi geldi.

Tavsiyelerim; Metal Gear Solid V The Phantom Pain (mgs evreninin hikayesini bilmesen bile başlangıç için iyi bir oyun.)

Red Dead Redemption 2 tabiki.

Mass Effect serisi (1-2-3 Legendary edition olarak bulabilirsin. Kesinlikle oynanması gereken bir seri.)

The Witcher 3

aklıma bunlar geldi.

Far Cry 3,4,5
Sniper Elite V

bayılacaksın…

Saints row
Watch dogs
Far cry

Vpn ile bu çözüm sağlanabilir. OpenVPN üzerinde böyle bir ayar mevcut. VPN serveri kurup client üzerinden yaptığınız ilk bağlantıda vpn tüneli client cihazı vpn serverin kurulu olduğu networke ulaşabilir hale getirir. Ayarlardan tüm trafiği tünelden geçir seçeneğini işaretlerseniz yapacağınız bütün data hareketleri vpn serverin kurulu olduğu networken yapılmaya başlanır. IP adresinin sürekli olarak aynı olmasını istiyorsanız VPN'in kurulu olduğu network için statik ip almanız gerekiyor.

kurulum şöyle olabilir

internete çıkılmak istenen network modemi>firewall (pfsense olabilir FreeBSD bir işletim sistemidir> pfsense üzerinde OpenVPN

kullandığınız bilgisayar için OpenVPN client yüklemek yeterli olur.

senin ihtiyacın proxy.

istediğin ip'yi girip o ip ile interneti kullanman mümkün değil. ipler ispler tarafından satın alınıp kullanıcılara atanıyor senin kendi ip adresini belirleme şansın yok.
arkadaşının ip adresini kullanabilmenin tek yolu arkadaşının buna onay vermesi ve kendi ağında vpn sunucusu kurup senin bağlanman için gerekli bilgileri sana vermesi.

belirli bir ülkeye ait ip kullanmak istiyorsan bu servisi sunan vpn sağlayıcılar var ama gidip ben xxx.xxx.xxx.xxx adresini kullanacağım diye istediğin adresi alman imkansız.

bu arada dünya üzerinde kullanılan bütün IP adresleri kiralıktır. hepsinin sahibi o ip'yi issue eden kurumlardir.

sorunuzun cevabını herkes vermiş: proxy.

bravoteam +1

fakat sorum şu. illaki modemden yani ona ait olan bir ip'den mi girmen lazım? yoksa ikinizin de ip'si aynı mı olmalı? cevabın evetse onun yaşadığı ülkeden bir vps al. mesela hollandada oturuyorsa, hollanda ip'li bir vps alıyorsun. bu vps'e openvpn kurup sana bir ovpn dosyası verecek. ikinizde bu ovpn config dosyasını kullanarak openvpn sayesinde aynı ip ile girmiş gibi görüneceksiniz.

özet geçersek

arkadaşının bulunduğu ülkeden vps al
bu vps'e openvpn kur
kurduğun openvpn'i arkadaşınla paylaş.
aynı anda bağlanın.
ikinizde aynı ip'den bağlanmış gibi görüneceksiniz.

@false pretension

hocam ikimizin aynı ip olması değil özellikle benim arkadaşın ip'si üzerinden bağlanmam gerekiyor.

anladığım kadarıyla arkadaşın bilgisayara OpenVPN server kurulumu yapacağız ve ben client olarak onun üzerinden bağlanacağım, doğru mudur?

evet ama ip'si sürekli değişiyorsa sizin de değiştirmeniz gerekecek. sabit ip'se sıkıntı yok.

arkadaşınızın lokal ağından internete çıkmak istiyorsunuz özet olarak?

o zaman o lokal ağda bir vpn sunucu, disa acik bir proxy veya modeminde varsa openvpn ozelligi oradan bir vpn hesabi alip baglanabilirsiniz. ip degisirse diye de (bkz: ddns) veya (bkz: dynamic dns)

yeni asus modemlerde bu ozellik var ornegin.

probleminiz gününüzün iş yerinde geçmesi değil, o sadece bir parçası. problem davranış kalıplarınızdan ve düşüncelerinizden geliyor.

Bütün gün iş, sonrası yorgunluk hafta içi bu şekilde öldü, bunda haklısınız ancak insanlar yolda, marketde tanışabiliyor. sizi sağda solda birileri ile tanışan insanlardan ayıran şey kendi düşünce kalıbınız ve davranışlarınız. eğer çalışma saatleriniz/mesleğiniz nedeni ile marketde, yolda birileri ile tanışamıyorsanız ise hafta sonu etkinliklere katılın, konserler, festivalimsi toplanmalar vs.

Genel olarak birileri ile tanışmaya çekiniyor iseniz bir yerlere gitmeniz de faydalı olmayacaktır. önce bu yönünüzü biraz değiştirmeniz gerekiyor. bu da yine davranış kalıplarınız ve düşünce biçiminizle oluşmuş bir şey.

çocuk parklarını veya avm'lerde ki çocuk oyun alanlarını düşünün, çocuklar giriyor içeri ve oyun oynarken bir sürü arkadaş ediniyorlar. Bu davranış biçimi zamanla korkulari endişeler, telkinler ile törpüleniyor ve mutsuz robotlara dönüyor insanlar.

çocuklar nasıl oyun oynarken arkadaş ediniyorlar? eğleniyorlar. kafalarında anne babalarının dertleri yok, hatta ve hatta kendi dertleri bile yok, terk dertleri top havuzuna balıklama atlamak, bu nedenle de birileri gelip gel bizle oyna diyor veya gidip beraber oynayalım mı diyor.

her nereye giderseniz gidin, amacınız sadece eğlenmek olsun, eğleniyor gibi gözükmeniz de yetmiyor zira bir şekilde anlaşılıyor, düşünceleriniz davranışlarınızı etkiliyor bu da dışarıdan fark ediliyor.

dans kursuna git gibi basit bir cevap vermeyeceğim fakat ortamını değiştiremiyorsan başka ortamlara girmeye çalışmalısın. yok ortamlara girmeye uğraşamam diyorsan çöpçatan uygulamaları son çaren olsun. hem işteyken birileriyle eşleşip yazışarak tanışabilirsiniz. selam naberden sonra telefon alışverişi olur. sonrası buluşma vs. bu arada yazarsın gördüğüm kadarıyla. şehrindeki sözlük zirvelerine katılabilirsin.

www.google.com

www.cumhuriyet.com.tr
fotogaleri.star.com.tr

www.instagram.com

şu hesapla bir irtibata geçebilirsin istersen.

Benim bildigim: t24.com.tr

sonrasinda Merdan reis: www.youtube.com

ince başta halk tv tele1 chp'den iyip'den para alıyor, bu iki parti ordaki habercileri maaşa bağladı diyor. ayrıca bu kanallar bana yer vermiyor diyor.

yanardağ da buna cevap veriyor.

sonra ince eline para alıyor yanardağ'a cevap veriyor.

sonra yanardağ ince'ye baya bi giydiriyor.

ince zamanında kendisinin kampanyası için para alirlarken sesini çıkarmıyor. Şimdi onu yayinlamadiklari için bıdı bıdı yapıyor.merdan yanardağ ise para almadığını iddia ediyor ama yalan para almadan o çark dönmez herkes biliyor. Sonuç olarak merdan yanardağ sen bitmiş birisin diyip tartışmayı başka yere çekiyor, ince de zamanında partisi kendisi için para verildiğini unutmuş gibi yapıyor

Bana fren balatalarını vermişlerdi ben attım.

'bak yenilerini taktık, eskileri de burda' demek için veriyorlar. atın gitsin.

attım gitti.

bazen ilginç parçalar veriyorlar, onları bir miktar oynadıktan sonra atıyorum. tamir edemeyip değiştirdikleri havalandırma fanı motoru mesela, hala duruyor. ben bunun şaftına wd40 sıkar, 12v elektrik verip fırfır oynarım diye atmadım. bi halt da yapmadım, öyle duruyor bagajda.

yağlı, tozlu ilginç olmayan sıradan parçaları derhal atıyorum.

ben tedbiren şanzıman yağ soğutucuyu değiştirmiştim. sağlamdı. belki çıkma parçacıya satarım :p

diğer sarf malzemeleri tutmaya gerek yok. filtre, kayış, balata, disk vs

Turbo zaten ömrü çok uzun olan bir parça değil. Değişmiş olması iyi. 90 bin km sonrası turbo kendi kendini yiyor.

@himmet dayı

hayır yemiyor. aynı araca sahibim (170 hp'lik olan). 90 bin km'yi geçtim hatta. benim dışımda arkadaşlarım 120 130 150binleri gördü aynı turboyla. araca iyi bakılıyorsa turbonun kendini yemesi olası değil. özellikle bmw n13 motorlarda. sürekli tapa gaz gidildiyse, aracı kapatmadan önce durduğu yerde 1-2 dakika yağlamasına izin verilmezse turbo değişimi kaçınılmaz oluyor. kısacası turbonun sağlığı kullanıcıya bağlıdır. n13 kodlu motordan sonra çıkan b38 kodlu motorda turbo yeme olayı kronikleşmiştir.

Turbo degisimi yuzunden araci elemem, hatta degismesi iyi.
AMA bmw'ler 10 yasindan sonra cok bas agritmaya basliyor uyarayim. Araclar diri durubilir ama bol motor arizasi verebilir. Servis kayitlari varsa, duzenli servise gitmis mi bakmak lazim. Gitmisse bayiye mi gitmis yoksa neresi olursa oraya mi goturulmus, hangi parcalar degismis vs.

Ben olsam bu butceyle almandan uzak dururum. Alman alacaksan 4-5 yasinda bak, 10 yas/150bin km seviyesine gelince de elden cikartmak lazim, sonra bas belasina donusuyor cunku.

@false pretension

Ben zaten 90 binde turbo biter demedim. Kastettiğim şey 90 bin civarı itibariyle turbo ufak ufak performans kaybı yaşar. Senin ya da arkadaşlarının arabalarında hala ilk günkü performansını koruması (öyle değildir de neyse) her araçta koruyacağı anlamına gelmez. Neticede her araç üzerindeki parçalar aynı kalitede olmuyor. Üretime bağlı olarak parça kalitelerinde değişkenlik olabilir.

Senin aracın icin de performans kaybı yoktur diye düşünme, aracı performans testine sok mesela önemli miktarda bir düşüş olmuştur. Bunu fark etmek o kadar kolay degil. Çünkü bir anda düşmüyor performans.

Sonuç olarak 120 bin civarındaki bir aracın turbosunun değişmesi gayet normal.

@himmet dayı

biz performans durumunu konuşmuyoruz. turbo yenilenme olayını konuşuyoruz.

90 bin km'den sonra turbo yemeye başlıyor diye birşey yok onu demeye çalışıyorum. kullanıma göre kimisi 150-200bin km'de yemeye başlıyor demeye getirdim. iyi bir kullanıcıysa 90 bin km çok düşük bir km. hırpalanmış kısacası.

bmw'dir ne yapsa yeridir genjler.
turbosuz n52 ile 60 binde ust kapagi catlattim.
150bine gelmeden 2 defa radyator degistirdim, butun sogutma sistemi 2 defa elden gecti su pompasi dahil.
En son genlesme kabi catladi sattim.
Patates cipsi gibi araclar bunlar, lezzetli ama kirilgan .

bilgisyardaki ağ kartı 5 ghz yi desteklemiyordur.

Bahsettiğin şeyin fiber ile hiç bir alakası yok.

Bilgisayar ağ kartın 5ghz desteklemiyordur.

İnternet hızın 100 mbitten fazla değilse ve oyun falan oynamıyorsan 2.4 ghz ile 5ghz arasında bir fark hissedemezsin.

@deniz yabancısıydım konunun, o yüzden öyle sordum

5 ghz'i, "802.11 n" serisi ağ kartlarının bazısı desteklerken bazısı desteklemiyormuş. bir sonraki "ac" serisi ve üstü 2.4'ü de 5 ghz'i de kesin destekliyormuş.

2.4 ve 5 ghz konusunun fiberle alakası yok +1

VDSL modemlerde de bu yayınlar olabiliyor modem yeniyse ve destekliyorsa. Cihazınız desteklemiyorsa 5 ghz wi fi yayınını göremez ve alamazsınız.

arkadaşlar söylemiş. ek olarak eğer bilgisayarınızdan 5ghz bağlanmak istiyorsanız 5ghz wireless adaptörler oluyor. onlardan kullanabilirsiniz. ya da laptopunuzun wireless card'ını değiştirip 5ghz destekleyen bir cardla değiştirebilirsiniz.

telefondan videonun üstüne basılı tut,alttan videoyu tweetle seçeneği çıkıyor,ona tıklarsan tweetleyebilirsin

altta bahsis butonun yaninda paylas butonu var. Ona tikliyorsunuz. Daha sonra linki kopyala diyorsunuz.sonrasinda sanki yeni bir tweet atacak gibi tweet tusuna basip kopyaladiginiz linki yapistiriyorsunuz. linkin sonuna /video/1 ekleyebilirsiniz. bu kadar

linkin sonuna /video/1 ekleyip paylaşıyorsun.

örneğin : https:// twitter. com/mynet/ status/ 1558079370387931136/video/1

Dolar artarsa artar.

Dolar sabitken arttı bu kadar. Dolar artarsa fiyat takla atar heralde

kısa vadede düşebilir. ama uzun vadede artar gibi.

6800 lira iken galaxy a52s'i takip etmeye başladım. 1 ay olmadan 8000 lira oldu. yıl sonu 40.000 olacak galiba. düşeceği falan yok.

A22 kamera olarak bir tık daha iyi gibi gelmişti bana incelemelerde. Yakın zamanda a22 aldık memnunuz kamerasından açıkçası.

türkiyede genel kural fiyatların hiçbir zaman düşmeyeceğidir. beklerseniz fiyatlar yükselecektir. en fazla bir süre sabit kalır ama sonunda yine yükselir.

bugün almadığınız her şey için yarış pişman olacaksınız.

3 ay önce aldığım telefon 6559 tl'den 8134 tl'ye çıkmış. ben bu telefonu 1 senedir takip ediyordum ilk fiyatı 5000 tl civarıydı. kısacası beklersen fiyat yükselir.

Eski bir ekonomi bakanının meşhur bir sözü vardı; "Çok beklersiniz"

Bu ortamda, hele ki Türkiye gibi bir ülkede asla fiyatlar düşmez.

istiklal caddesindeki çalıkuşunda döner yiyin.

Cumhuriyet Meydanı'ndaki McDonald's karşısında güzel dönerciler var. Tam köşede. Onları deneyin. Dürüm tavuk döner efsane.

Yerel büyük dondurmacılardan birini deneyin.

teleferik ile amisos tepesine çıkın, amazon parkı gezin, atakum'dan atakent istikametine doğru sahilde yürüyüş yapın, farklı tarzda mekanlar var. çalıkuşu olmazsa beyaz ev restoran'da "soslu" et dürüm yiyin. vaktiniz kalırsa batı park - doğu park görülebilir.

çalıkuşu + 1

döner yemek isterseniz saathane meydanında "lezzet döner" var. oraya gidin. çok geçe kalmayın öğleden sonra bitiyor çünkü döneri genelde. çalıkuşu, beyaz ev filan amatör eğlendirir.

atakum'da diyarbakır ocakbaşı var. ben lahmacunlarına bayılırım. diğer yemekleri de fena değildir. doğulu bir arkadaşım samsuna geldiğinde döner ya da pide değil, direkt buraya gelir.

pide yemek isterseniz gülhan restoran var üniversite sapağında.

kahve bira vs.. için atakum sahildeki mekanlardan hoşunuza giden bir tanesine gidebilirsiniz. liverpool pub ve hayal kahvesi fena değildir.

dondurma yemek isterseniz 56'lar caddesinde balkaymak veya atakum ballıbaba.

samsunda öyle aman aman gezilip görülecek bir yer yok ne yazık ki.

kalmadı, saldık hep

bu kadar degil ama ben kapali yerlerde maske takiyorum hala ve ellerimi de sık sık kolonyaliyorum (bunu corona incesinde de yapardim ama bu yeni degil)

hala sürekli maske takıyorum.
anneyide kapalı alana sokmuyorum, olabildiğince az kişi geliyor eve o da cam pencere açık şekilde.

corona geçirdikten sonra bir tık tedbirleri gevşettim diye bilirim ama yine de kapalı alan ve toplu taşımada maske takıyorum.

burda asıl amaç kendini korumak , millete bakıp herkes saldı kimse maske takmıyor diye bahaneler üretmemek lazım.

kaldı, 2 kere geçirmeme rağmen hala korunmaya çalışıyorum, sinemaya bile gitmedim başladığından beri

kapalı ortamda tabiki maske(n95) takıyorum. bir süre önce markete falan girmiyordum ama artık giriyorum.

kapalı ortama gireceksem takıyorum maskemi. isteyen içinden gülsün etsin umrumda değil.

otobüs market gibi kalabalık yerlerde ailecek maske takılıyoruz. mümkün mertebe dikkat ediyoruz.

Iki aylık bebeğimiz olduğu için eşimle ben mümkün olduğu kadar korunmaya çalışıyoruz.

sürekli el yıkama kaldı bir tek onun dışında hayır

Yoo bi avm'ye gidiyosun, yıkamasına bırakıyosun. Aslında çok uzun süren bi iş değil, bazı benzinliklerde de yapıyolar, 15 dk filan. Farkı yaratan şey ne kadar sıra olduğu, yoksa işlem çok uzun değil.

hayır. o randevulu yıkamalar başka. çok detaylı temizlik ve bakım oluyor. normal yıkama iç dış maksimum yarım saat sürer.

borsanın rekor kırması bir kağıdın %10 düşmeyeceği anlamına gelmez. o %10 düşen kağıtta birşeyler olmuş olabilir. mesela bir duyum alınmıştır, yatırımcı elinden çıkarıyordur. büyük balıklar, traderlar çok sayıda hisseyi elinden çıkarıp diğer yukarı çıkan hisselere yatırım yapmaya çalışıyordur. herşey olabilir. buunun dışında diğer göstergeler de var tabi. hacim, rsi, macd vs vs.

Hangi kağıttı o, hatırlayamadım da bir GYO şirketi. Güzel bir hikayesi var. Tavan tavan gitmiş.
Sonra bir haber, projenin ÇED raporu onaylanmamış.
Taban üstüne taban. Endeksten ona ne :)

Spek hissedir veya olumsuz bir bilanço/haber vs gelmiştir. Beklentiler alınır gerçekler satılır borsada. Bir haber gelmiştir zamanında hisseye hacim getirmiştir ve şimdi o beklentiyle ilgili ya olumsuz bir haber ya da beklentiden dolayı gelen balinalar gidiyordur.

çoğunlukla acemilerin parasına çökülen kağıtlardır.
borsanın genel gidişatından bağımsız tavan tavan da gider sonra millete tavandan malı kitlerler. her gün taban açılınca elindekini satamazsın bile.

muhtemelen bu sorunun arkasındaki malum kağıt da asuzu.

ben akakce'den fiyat karşılaştırarak alıyorum. ayrıca üye olmadığın site üzerinden aracı olarak alışveriş yapabiliyorsun.

alacagim zaman tum kedi mamasi satan siteleri tariyorum ben sahsen ama sana tavsiyem ucuza kapatcaksin diye adini bilmedigin ya da cok tercih edilmemiş sitelerden almaman. cunku skt sini degistirip yollayan cok oluyor.

Sayfayı print fonksiyonu ile pdf’e çevirip ordan kopyalıyorum ben.

@kaptan memo, tablet ve telefonda da var mı print fonksiyonu, normal pc kullanmayan ne yapsın?

Ekran fotoğrafı çekip google lens'te metin butonuna basın.

Kullandığınız browserın ayarlar kısmına girip JavaScript çalıştırmasına izin veri kaldırın. Bu işlemi yaparsanız diğer sitelerde geri açmayı unutmayın. Yoksa diğer siteler düzgün çalışmaz.

reklam engelleyici kullanıyorsanız ublock origin gibi, o siteye özel olarak javascript'i devre dışı bırakabilirsiniz. ublock origin'de şu simge </> js'i açıp kapıyor.

mobilde de firefox + ublock originle aynısını yapabilirsiniz.

var. eğer ileri bir kullanıcıysan sayfa açıkken öğeyi denetle ya da f12'ye bas. çıkan ekranda eleman seçme butonuna tıklayıp gerekli metne tıklayınca altta çıkan kutudan metni kopyalayabilirsin.

iPhone kullanıyorsanız safaride okuyucu modu yapıp kopyalayabilirsiniz.

Ruhsat alman lazım. Akıl sağlığı yerindedir raporu falan alıyorsun.

mke silah satışı yapıyor. sorunun cevabı burda urunler.mke.gov.tr

onun dışında taşıma için belli mesleklere sahip olman lazım. eğer o mesleklerden değilsen bulundurma ruhsatı alabilirsin. yani sadece ikamet ettiğin adreste o silah bulunabilir. başka yere taşıyamazsın. taşımak istersen kaymakamlıktan izin alman gerekiyor sanırım. ayrıca benden önceki arkadaşın dediği gibi devlet hastanesine gidip heyet raporu alman lazım. bunun içinde göz, kalp, beyin, psikolojik test vs. var. şanslıysan bir günde halledersin yoksa sarkabiliyor. ha bide ruhsat için 5000 tl veriyorsun mesela tabanca başına.

ruhsat almayla ilgili bilgiler bulunduğun ilin yada ilçenin emniyet müdürlüğünün sitesinde bulabilirsin. hatta telefon da açıp sorabilirsin, sana gerekli yolu gösterirler.

Sabıka kaydın olmayacak,

Belirli bir tutarın üzerinde vergi borcun olmayacak (bu sınır çok düşük bir rakam)

Devlet hastanesinden heyet raporu alabilecek kadar sağlıklı olmalısın, raporda "silah alabilir" diye ibare olmak zorunda, taşıma olacaksa özellikle "taşıma ruhsatlı silah alabilir" yazıyorlar.

Bulundurma ruhsatlı olacaksa başka bir bürokrasisi yok, ama taşıma olacaksa belli başlı mesleklere ya da ünvanlara sahip olmak gerekir.

Bulundurma mı istiyorsun taşıma mı?

Bulundurma ruhsat harcı ortalama 3500 TL 5 yıllık.
Taşıma ruhsat harcı ortalama 10.000 TL 5 yıllık

Ortalama bir yerli polimer tabanca 6-8 bin lira civarındadır.
Ortalama bir yerli çelik tabanca 4-5 bin lira civarındadır.

İthal silahları hiç konuşmayalım, kurumda sıfır silah yok. Sıfır ama kullanılmadan 2. el olarak satılan ithal tabancalar ise oldukça komik fiyatlara ülkemizde.

ABD'de sıfırı 500 dolar olan tabancanın ikinci eli bizde 2-3 bin dolar.

Bot için tabanlık, güneş kremi, bot, dolap, çanta için çeşitli boyutlarda kilit

Ekleme: İyi bir kol saati

Bir spor ayakkabın olsun, bir de güneş kremin ve kol saatin. Bunun dışında bir şey götürmene gerek yok. Neredeyse her şey içeriden tedarik edilebiliyor. Kilit konusunda bir şey diyemeyeceğim, benim yaptığım yerde hiç hırsızlık vakası olmamıştı.

götürmediğim için çok pişmanlık duyduğum şey sıkılıp genişleyen sünger kulak tıkacı. G3 atışı sonrası geçici bir duyma kaybı olmuştu. rahatsız ediciydi ama geçti.

koşularda kullanmak üzere koşu ayakkabısı da götürülebilir. ha bu arada askerde verilen spor ayakkabı da aşırı sağlam. hala kullanıyorum (köyde)..

bot tabanligi +1

iç çamaşırı götürebilirsin. gerçi içeride temin edilebiliyor ama dışarıda kendi tercih ettiğin bir marka varsa götürmek iyi olabilir.

kimse yazmamış ben yazayım. rahat bir terlik. bot ayağına vurduğunda terlik izni alırsan terliğin önemini anlayacaksın.

tarım ilçeye başvurun. bu tür olaylara onlar bakıyor diye biliyorum. elinizde görüntü yoksa pek birşey beklemeyin bu arada...

Bildiğim kadarıyla ağızlıksız gezdirdiği için sahibi ceza yer. Buldog yasaklı ırk olsaydı tarım orman alırdı köpeği ama bu durumda almaz.

Bence 155 yerine DKMP bölge müdürlüğüne ulaşın. Haykonfed'den destek alın. Zaten onlar polisi (Haydi Polisi) yanlarına alacaklardır. Cimer seçeneğini de dikkate alın.

Köpeğin sahibi iyi niyetli olsaydı geri dönüp kedinin sağlığına bakar, alır, duruma göre kliniğe ya da tıbbi atığa/gömmeye götürebilirdi. Hikayeniz bu şekildeyse bence dengesiz bir sahip ve cezalandırılmalı.

Direkt polisi ararsanız sallamasyon bir şey çıkabilir ortaya. Tecrübeyle sabit.

hocam bir öneri olarak veterinerlik fakültesine de danışın derim. bana da bir veteriner böbrek sorunu var dedi, aylarca değişik mamalar kullandık (hill's uriner care vs.) sonra veterinerlik fakültesine götürdük ve aslında kediciğe gereksiz yere tetkikler ve tedaviler uygulandığını öğrendik (ara ara vitamin vs. iğne yapıyorlardı gerekli olduğunu söyleyip). Fakülte de size fikir verebilir hatta çare olabilir. Geçmiş olsun.

kesin bobrekse virbac iyidir, ben hasta olmayan kedilerime bile virbac veriyorum, canavar gibiler masallah.
annemin kedisinde var bobrek, proplan veriyolar aslinda cok iyi degil ama uc aylik kontrolu sonrasinda toparladi iyice degerleri. ama bana sorarsaniz bu islerin piri virbactir.

böbrek sorunları için su da çok önemli. kedin eğer çok su içmiyorsa (ki muhtemelen içmiyordur) kediler için yapılan su pınarlarından falan alıp deneyebilirsin. bunu tabii ki renal mama + veteriner kontrollerine ek olarak söylüyorum.

Teşekkürler tüm cevaplar için.

Kedim 8 yaşında olduğu için yılda bir check up yapılması gerekiyor zaten. Geç bile kalınmış bence. Bu yüzden isteğim üzerine kan testi, biyokimya, röntgen ve ultrason bakıldı. Bunun dışında kedim aylardır yavaş yavaş kilo veriyordu, en az 2-3 senedir sabit olan normal kilosu 4.5 kiloyken 3.7 kiloya düştü, karnı içe çökmeye başladı. Kemikleri elime geliyor severken. Zamanında kilo versin dendiği bile oldu, normal değil bu.

Veteriner ona son gidişim olduğunu da biliyor. Sadece istediğim testleri yapıp ilacını verdi.

Hem kan değerlerini, hem ultrason sonucunu gördüm. Ben ilk kez check up olacağı için hepsini yapmasını istedim, kimse test falan istemedi. Hatta biyokimyayı daha uygun olanı yaptı kendisi diğerini gerek görmeyip, bana sorsaydı muhtemelen öbürünü isterdim neye bakabiliyorsa bakması için.
(git: i.ibb.co )

Bağırsak enfeksiyonu çıktı, sanırım o da etkileyebiliyormuş. Alakası var mı bilmiyorum ama yavruyken bağırsak ameliyatı olmuştu. Biraz hassastı hep.

İnternetten anladığım kadarıyla da sorun yaşayan kedilerde renal ilaç takviyesi çok normal. Vitamin falan vermedi ayrıca.

Bir yıldır su pınarından içiyor. :(

Daha önce veterinerlik fakültesine gitmiştik (son bir yıl hariç Ankaradaydık), çok sevmemiştim ama belki de tecrübesiz hekimlere denk geldik, oradan bildiğinzi belli bir hekim var mı? Gerçi akademik çalışmalarını inceleyerek de bir fikir oluşturulabilir sanırım.

Kaç tane görüş almak gerekirse alacağım, zaten yeni bakıldı sadece sonuç inceleyecekler bir sonraki biyokimya altı ay sonra.

18 yaşında kanserden ölen kedimde de böbrek yetmezliği vardı.

ben renal mama veriyordum fakat markasını unuttum. hills benzeri bir marka olabilir. ayrıca suyunu eksik etmemeye dikkat ediyordum. ek olarak ipakitine veriyordum. birde son dönemlerinde recoactiv böbrek toniği veriyordum.

2013 118i var bende. aynı motor fakat birkaç değişiklik dışında kronik sıkıntıları aynı. istediğini sorabilirsin, cevaplarım.

Audi a3 diğer ikisi arasında daha az üzer.

Merso al ama C al.

ABD ise alma. Alman araçların tamiri zor oluyor. Japon'a yönel.

trt'nin arşivine ulaşacaksın. kayıdı verirse onlar verir.

www.trt.net.tr

trt izle diye bi app vardi eger orda programlar varsa bakabilirsin eski dizileri koyuyorlardi

Ben bu işlerden pek anlamam ama, Dacia Duster sahibi bir arkadaş çok çabuk döküldüğünden ve çok gürültülü bir araç olduğundan hayiflaniyordu.

duster ile test sürüşü yaptınız mı? şuanki sahip olduğunuz araca kıyasla iyi bir araç değil.

Dacia dustera bikaç kez bindim kamyonet hissiyatı veriyor keyifsiz bi deneyimdi.

Sahip olduğunuz araç avrupanın en iyi aracı falan seçildi diye hatırlıyorum.

Ayrıca toyota candır. 5-10 sene sonra duster'a servet harcarken toyotaya suyunu yağını koyar gidersiniz asla üzmez.

Duster'ın tek avantajı boyutu ve hacmi. tabi eğer avantajsa. şehir içinde yaris iş yapar.

iş gereği duster kullanıyorum. şahsi arabam ise binek bir araç. duster köylünün yeni kartalı. kullanma amacınız köy yolu, dağ, çayır vs ise alternatifleri içinde ilk sırada.
onun haricinde binek araç için alıyorsanız, uzun yolda yoruyor, sürüşü keyifli değil, şehir içinde büyük ve hacimli kalıyor, almayın.

ek not: bahsettiğiniz prestige plus pakette var mı bilmiyorum ama, o satılan 360 kör nokta da dahil zart zurt özelliklerin hiç birini kullanmıyorsunuz.

duster dci motorsa, büyük bir arabaya ihtiyacınız varsa alın. dci nissan, bazı mercedes ve megane araçlarda kullanılan çok iyi bir motor. motordan yana sıkıntı yaşamazsınız. ancak toyotadan geçince konfor olarak bazı şeyler sizi üzebilir.

iki çok farklı araç çünkü. kullanmada ilkten zorluk yaşarsınız. alışınca da zor vazgeçilir.

vücuduna bakmadan birşey söyleyemeyiz ama illaki o sarkmalar olacak. sarkmaların bir kısmını ancak kas yaparak örtersin ama bir yere kadar oluyor. spor salonuna yazılmak iyi fikir. kardiyo sadece tempolu yürüyerek yapılacak birşey değil. yürümeyi ben genelde ısınmak için yapardım. sonrasında hafif ve orta ağırlıklarla çok tekrarlı çalışmalara girerdim. onlar da kardiyo sayılıyor. antremanın sonunda kaldırabileceğim en ağır ağırlıklara girer en sonda bantta yürüyüşle bitirirdim.

kalp sorunun yoksa l-carnitine ve hydroxycut benzeri yağ yakıcılar alabilirsin. kalp ve tansiyonunda sıkıntı olursa alma sakın.

doğal olarak yağ yakıcı olarak tavsiye edibileceğim geceleri bir kase yoğurda acı pul biber dökerek yemek. hem açlığını dindirir hem de biber yağ yakımına yardımcı olur.

Bro sana biraz acı konuşayım; derin sarkacak, ondan kaçış yok ama günümüzde bunlar artık sorun değil. Yani bilinenin aksine deri sarkmasının kilo verme hızıyla bir ilgisi pek yok 100 kiloya 5 senede de düşsen derin sarkacak, çünkü uzun süre gerili kalan deri bir noktadan sonra geriye dönüşü olmayacak şekilde deforme oluyor kolajen vs üretimi durduğu için. Bunu ne kadar çabuk kabullenirsen hayalkırıklığın o kadar az olur, senin asıl odaklanman gereken şey kilo verirken kas kütleni olabildiğince korumaya çalışmak olmalı, onun için de kendine uygun bir programla ağırlık çalışman gerekir. Herkes için uygun olan PPL gibi çalışmalar var mesela ona yönelebilirsin. İkinci olarak da kendine uygun bir makro dağılımı yapman lazım. Yani atıyorum 2000 kalori alıyorsan bunun en az %40-45'i protein olmalı, kalanı da yağ-karb. olarak bölebilirsin, misal %45 protein %20 yağ kalanı da karb. Diyet yapıyorum karbonhidratı keseyim düşüncesi vardır ama bu da yanlış; kasların yakıtı glikozdur, bunlara dikkat et. Yeşilçay kiraz sapı falan senlik konular değil o nedenle oraya girmiyorum. Kolay gelsin.

Ben hiç egzersiz yapmadan 45 günde 17 kilo verdim. Günlük 1000 kaloriyi geçmeden beslendim.

Hocam kiraz sapi armut copu bilmemne yapragi bunlarin hepsi hikaye, boşuna zaman kaybetmeyin bunlarla. İctiginiz hicbir hicbir bitki suyu vs size kilo verdirmez teknik olarak, bu sacmaliklara hic uğraşmayin.
Kalori acigi oluşturun.
Egzersiz yapmasaniz bile salt kalori acigiyla kilo vermeniz kacinilmaz.

Bilmemneyin sapini suda kaynatayim, icine tarçın ekleyelim bilmemne ile karıştırayim her gun içeyim bunlarla zaman oldurursunuz sadece. He tadi hosunuza gidiyordur, seviyorsunuzdur hobi olarak yine yapin:) ama kilo vermeye hiçbir etkisi yok. Bunlar intenrete tiklanma almak için etkilesim almak icin uydurulan seyler genellikle.
Kalori acigina devam.

Deri sarkacak, ondan kurtulus yok dostum.

Hocam o kilolardaysan işin çok zor, illaki bir yerden sonra misliyle o kiloyu geri alacaksın.
Bizim için tek çare tüp mide ameliyatı

Hizmet kalitesi şehre, konuma göre değişiyordur belki, bilmiyorum. Ancak yıllardır kullanıyoruz ve memnunuz. 500 mbit değil.

Superonline fiber 3 sene kullandim 2 farkli konumda cok iyiydi. Su an kablonet kullaniyor ve agliyorum

9 senelik superonline fiberliyim. geçilir diyorum.

Kapatmak istediğimde fax çekmemi istemişlerdi benden, işi yokuşa sürmeleri ve iki günde bir aramaları dışında internetlerinden memnundum

Karşılaşırsın. Öyle bir durumda cezaya düşüyor. Ben de aynı soruyu bankaya sordum, minimum bakiyeyi 200 yapmanız lazım cezaya düşmemek için dedi.

Normalde sonradan yükleyince oradan çekiyor belli bir süre içinde ama 100 liranın altına düşene kadar o süre geçerse geçmiş olsun.

200’un altına düşünce 100’er yükleyecek şekilde yaptır.

banka otomatik ayarlıyor. kredi kartınıza bağlıysa gerekli ödemeyi yapıyor.

banka otomatik ayarlıyor +1 en azından iş bankasında böyle.

akbankta da aynı. benim otomatik 40 tl yatırıyor. avrasyadan geçip 50-60 verince karşılamıyorsa önce otomatik para yüklüyor sonra çekim oluyor içinden. her türlü kendisi hallediyor içinde

banka otomatik ayarlıyor +3 ama hesabında ya da kartında limit varsa, limit yoksa bariyer açılmıyor ve geçemiyorsun para yükleyince düşüyor bakiyeden. kontrollü gitmek lazım fark etmeyip bi kaç katı ceza yiyen oldu

banka otomatik ayarlıyor +4 Denizbank

Ben alıyorum. 50-50 Opet ve Aytemiz gibi. Sadece arada nadiren Shell falan da vardır. Şimdiye kadar hiç sorun yaşamadım. Hizmet anlamında da gayet iyi. Sadece bir kere "kendi benzinini kendin doldur, şu kadar indirimli al" gibi bir kampanya yaptılar. Ama kendim doldurmak için istasyonda durduğumda pompacı gelip "abi çalışmıyor o sistem" demişti. Bunun şark kurnazlığı olduğunu düşünüyorum. O saatten sonra kimse "aa o zaman ben buradan almayayım" demez.

etmem. benim arkadaşım kendilerinden kartla ucuz yakıt alırdı. sonra motoru eline aldı. bir daha da uğramadı aytemize.

@false pretension

Motordaki sorun akaryakittan kaynaklandigi kanitlandi mi? Nereden anlasildi?

Hayatımda bir kere Koşuyolu Aytemiz’den benzin aldım, o gün tövbe ettim. Araç sapıttı, abuk subuk gaz tepkileri, yakıt tüketimindeki aşırı artış vb… Diğer depoyu Shell’den alınca kendine geldi. Kesinlikle yakıtta bi sıkıntı vardı.

Ayda 7500 km civarı yol yaptığım dizel Fiat Egea aracım, aytemizin yakıtıyla 50 km filan daha fazla gidiyor.
Benzini bilmiyorum ama motorin temiz. Sıkıntı çıkarmaz.

İstanbul'da 3-4 sene kadar önce hep Aytemiz'den benzin alırdım, evime yakın bir istasyon vardı Cumartesi günleri yakıtta indirim yaparlardı, gider oradan alırdım, hiç sorun yaşamadım. Son zamanlarda kredi kartımla hangi marka anlaşmışsa oradan benzin alıyorum. Shell, BP, Aytemiz, Opet, PO hepsinden benzin aldım hiç sorun yaşamadım. Benzin alırken tek kriterim şehir içinden almak, otoban kenarındaki benzinliklerden hiç yakıt almam.

Motosiklete aldım benzin yolda kaldım.

twitter hakaret için ip vermiyor. twitter bilginizi vermez.

ama her gün görüyoruz twitter'dan gözaltıları vs.

Public hesaplardir veya bir sekilde hesaplarinda kendilerini ifsa edici seyler vardir

teknolojik manada ulaşmaları çok çok güç, imkansıza yakın. sağda solda bıraktığınız minik ipuçları üzerinden insanların ne kadar kolay tespit edildiğini tahmin bile edemezsiniz.
bu mevzuyu en iyi anlatan klasiklerden:
www.pinterest.de

twitter'daki gözaltılarında genelde insanlar bir iz bırakıyor. bunlardan bazıları, ip yakalayabilen link yollamak, phishing'tir. ayrıca eski tweetlerinden de anlaşılabiliyor. eğer şüphelenen bir şahıssa hesaba şifre sıfırlama yaparak son hanesi görünen cep telefonunu eşleştiriyorlar. o sms sisteme ulaşırken operatörlerden sorgulama yapıyorlar.

Normalde kasko da rayiç bedel olarak geçmesi gerekir. teminat falan değiştirmediyseniz.

rayiç bedel de kaskonuzda ilgili bir maddede bahseldilmiştir.

Örneğin; aracın rayiç değeri, sigortacı veya hasar tespitini yapan ekser tarafından internet sitelerinden*, galeri/yetkili/özel
satıcılardan alınan en az 3 adet güncel fiyat teklifinin ve pert kararının alındığı tarihte yayınlanmış güncel TSB bedelinin ortalaması alınarak ödenecek
rayiç değer tespit edilir Tekliflerin 3 adetten az olması durumunda, eksper ve sigortalının önereceği ve sigorta şirketinin de mutabık kalacağı yetkili araç
satış yerlerinden (bayiler) alınacak fiyatların ortalaması dikkate alınarak rayiç değer belirlenir.

@janavarorion Şöyle bir ifade var benim poliçede. Buradan anladığım o ortalama değer TSB'nin rayiç bedelinden fazla olamaz tavan fiyat o gibi. Ben mağdur olmaya devam ediyorum gibi.

Mevcut yerlerden tespit edilecek en az üç değerin ortalaması rayiç değer olarak kabul
edilecektir. Tespit edilecek değer, her halükarda Türkiye Sigorta Birliğince belirlenerek ilan edilen riziko tarihi itibariyle geçerli rayiç değeri geçemez

O zaman sıkıntı var. Kasko danışmanınız ile durumu görüşün. Siz değil onun ilgilenmesi gerek.

aynı sıkıntı benim araçta da olmuştu. kaskocunuza durumu belirtin, aracınızı listeye eklesinler. aracınızın gerçek değeri üzerinden gösterip kaskolatabilirsiniz aslında. eğer 100 bin tl'lik fark varsa o farkı donanım olarak kaskonuza ekletin.

bazen kaskocular dikkat etmeden poliçeye işliyor, donanımı yanlış giriyorlar. bende oldu düzelttirdim. ancak türkiye sigortalar birliği sayfasında aracınızın donanım değeri neyse kaskoda pert halinde ona yakın değeri öder. piyasa değeri ile bu değer farklı şu anda. daha önceden bir kazada kaskocu aracın özelliklerini tam girmemiş ve araç kazaya karışmıştı, ancak kasko firmasına aracın ruhsattaki değerine göre ödeme yaptırttılar.

Laps diye gidip alınıyor.

edit: laps diye gidip alınmıyor ise ben nasıl laps diye gidip aldım? Çünkü laps diye gidip alınıyor :) En azından benim kayıtlı olduğum ASM'de böyle.

Laps diye gidip alınmıyor aile hekiminden randevu alıp muayene olmanız gerekiyor

Ya randevu alırsınız ya da gittiğinizde sıra numarası alırsınız.

Önce aile hekiminden randevu alıyorsunuz. Randevu gününüz gelene kadar online olan sağlık kurulu formunu dolduruyorsunuz. Aile hekimi sizi muayene ettikten sonra hastaneye yönlendiriyor ya da yönlendirmiyor. Raporlu ilaç kullanıyorsanız özel bir hastaneden rapor almanızı tavsiye ederim. Devlet hastanesi sizi doğduğunuza pişman edebilir çünkü.

Mhrs’den denedim şimdi randevu almayı. Randevu alınamıyor yazıyor. Saat itibariyle geç bir saatte oldugu için mi yoksa aile hekimine ulaşmak böyle hep zor ve çetrefilli mi oluyor. İlk deaf gidicem de.

ben ekim ayında ASM'de laps diye gidip aldım. edevletten bir dizi soruyu cevaplayıp doktorun sistemine düşüyor sonra sanırım sizi hekim muayene ediyor. sıkıntı görmediyse işiniz bitiyor.

hocam yakında ehliyet komple kalkacak ehliyet ve çipli kimlikler birleşiyor.Polis sadece cipli kimlik soruyor artık siz en iyisi çipli kimlik alın boşa para vermeyin bide ehliyete...

@smokee çpli kimliğim var zaten bu sene sonuna kadar ehliyetinizi yenileyin diye mesaj gelmişti sene başında. Ehliyeti yenilemeden birleştirme işlemş yapmazlar diye düşünüyorum.

Bizim aile hekimi randevu ile çalışmıyor. Geneli randevusuz çalışıyor hatta.

Gözlük vs varsa aile hekiminden olmuyor aman ha diyim

Periyodik bakımlarını zamanında yaptırıyorsan gerisi tamamen şans. Aracın krank mili sensörü bozuluyor, araç yolda kalıyor. Bunun bozulacağını önceden tespit etmek imkansız. Hiçbir bakım çeşidinde krank mili sensörü sağlam mı diye kontrol edilmez.

Krank mili sensörü sadece bir örnek tabii. Bunun gibi onlarca farklı ihtimal var. Ben 3 kez yolda kaldığım için bunu örnek olarak verdim. Aracın kaskosu varsa yol yardım numarasını telefonuna kaydedersin, yolda kalsan da gelip yardımcı oluyorlar. Çok da şi yapmamak lazım yani.

Şans meselesi Şırnak'tan antalya'ya tek başıma broadway ile gitmiştim.

Genelleme olacak ama cogunlukla yeni/luks araclarin kalma sebebi araclardaki elektronik yogunluk arttikca, bozulma olasilili olan seylerin sayisi artiyor, dolayisiyla daha teknolojik araclar daha sik bozulabiliyor.

Eski bir aracta bozulma olasiligi olan belki 10 parca varken, yenilerde yok sensoru yok dijital bilmem nesi derken birinden birisi bozulabiliyor.

otomobil forum sitelerinden aracınızın marka ve modeline ait kronik bir arızası ya da uzun yolda ortaya çıkıp kullanıcılar arasında konuşulan bir sorun var mı diye bakabilirsiniz.

bunların dışında gitmeden 1-2 gün önce servisten aracın genel kontrollerini yapmasını isteyebilirsiniz. böylelikle yolda kalma riskini düşürmüş olursunuz.

lastik pompası bulundurmanız da yararınıza olabilir.

şans biraz. bakımını önceden yaptırıyorsan kolay kolay yolda kalmazsın. yolda giderken araçta izleyebileceğiniz birkaç parametre var. biri yakıt, biri yağ sıcaklığı birisi de motor suyu sıcaklığı. aracınızda bunları gösteren ve sıcaklıkları arttığında bir uyarı mekanizması varsa önceden uyarılırsınız.

size tavsiyem eğer kaskonuz varsa aracınız yolda kaldığında size yardımcı olup olamayacağını kontrol etmeniz. bazı sigorta şirketlerinin kaskoları ücretsiz araç çekimi ve ikame araç verebiliyor. hatta araç temin edilene kadar otele bile yerleştirebiliyor.

Oncelikle yol yardım paketi alın ummadıgim anda imdadıma yetisti. 80 liralık ek farkla kafam rahat etmişti.

Arızayı önceden bilmek zor bakımlar zamanında yapilmalı.

Benim aracım 2015 model yola çikmadan önce rot balansıya götürüp alt takım vs baktırıyorum. Onun dışında en ufak bir ses vs olunca hemen tanış ustaya gidiyorum. Peryodik bakım yağ filtre triger ve hidrolikler vs takvimine göre degisim sart.

Yolda kaldığınızda çekici çağırmadan önce eksi kutup başını söküp 15 dk bekleyip yeniden takın. Elektronik arızalarda geçici çözüm olabilir.

Su devirdaim yapıyor mu, termostat açıyor mu ve fan açıyor mu kontrol edin.Bunun için hararet orta seviyedeyken biraz daha sürün ve radyatörü kontrol edin, her tarafı ısınmış olmalı.

Krank ,egzntrk sensör arızasında araç soğuyunca çalışır.

Lastik değiştirmek beklediğiniz gibi kolay olmayabilir, önceden bir kez deneyin.

Periyodik bakım yazılmış zaten.

Yanlışın var, genelde eski arabalar kalir yolda. Ve bazı sorunlu modeller.
Birkac yıldır gunun 4-5 saatini yollarda geçiriyorum ve görüyorum.

O son model arabalar genelde yolda kalmis olmuyor, bir sebepten kenara çekiyor bekliyor adam, sen arac ariza yapti saniyorsun.


Yapman gerekenler öncelikle minlenmis modellerden uzak duracaksın. Halk arasinda "yav o arabaya binilmez sanayiyle akraba olursun" gibi laflar edilen mimlenmis modeller vardır ve sanilanin aksine bunlar genelde bos laf değildir, yaşanmışlıklar vardir bosuna laf soylenmez o modellere. Yani neden kimse Toyota sikintili araba abi yaa demiyor da pejo sikintili diyen çok oluyor mesela dimi?
Ozetle mimlenmis adi çıkmış modellerden uzak duracan boşuna adi çıkmamıştır. Eğer boyle bir araca halihazırda sahipsen elden cikaracsksin. Ariza vermese bile değer kaybeder.
"Yav bakimini yaparsan bir sey olmaz" diye bir sey de yok, bazi modeller gercketen durup dururken ariza verir. Hic yoktan sorun çıkartır, istedigin kadar yağını suyunu bakımını zamaninda yaptir parcasini orijinal kullan falan. Bazisi yapıyor.

Bunun disinda zaten periyodik bakim, orijinal yag ve filtre vs bunlara dikkat edeceksij ve en onemlisi aracta bir ariza varsa, anormal bir seyler varsa vakit kaybetmeden isi bilen bir yere yaptırmak. Yani arabdan tuhaf sesler geliyor, veya devirde bir bozukluk var, silkeme yapıyor falan filan atıyorum iste anormal gelen herhangi bir şey varsa vakit kaybetmeden paraya kiyacaksin yaptiracaksin sonra acisi fena cikiyor.

Cok onemli bir sey daha, bir ariza olduğunda gercekten o arabdan anlayan bir yere yaptirmak. Bilgisayar ustalarina gitmeyeceksin.
Bilgisayar ustasi dedigim, adam gidip laptopa bağlıyor, orada ekranda gordugu ariza neyse o parçayı değiştirip gonderiyor hicbir halta bakmak, tahmin yürütmek, test yapmak yok. Boyle adamlar yüzünden alakasiz alakaisz parçaları değiştirip bir ton para harcarsin ote yandan aracın cozulemeyen asıl arizasi ilerleyip basina buyuk is acar, basima geldi.


Bir de yolda kalırsanız sigortabizin yol yardim paketi yoksa bile büyük ihtimalle kredi kartinizin yılda 1-2 kereye mahsus olmak uzere boyle bir hizmeti vardir. Onu kullanin.

araç lpgli ise bu riskin hep var. eğer ustan böyle binekoy dediyse o zamanda yolda kalırsın. yeni model preminyum araçalar kolay kolay yolda kalma genelde eski araçlar kalır. bakımları tam ise kronik bir sıkıntısı yoksa yolda kalmaz.

Yaza caktım ama unuttum japon arablarını herkes çok över. Genelde yolda bırakmaz derler. Toyota, mazda, kia, hyundai gibi uzakdoğu arablarıda tercih edilebilir ama şans meselesi genelde.

arkada yük olacaksa söylendiği gibi hava basmalısın. seyahat bitince havayı almana gerek yok ama için rahat edecekse lastiklerin havasını düşürüp tekrar istediğin havaya geri döndürebilirsin.

5 kişi olacaksak ve kısa mesafeyse dokunmuyorum. 5 kişi +bagaj da fullse önerileni yapıyorum. önde 3 psi fark var çok etkilemez belki ama arkada 9 psi biraz fazla. boşken o kadar şişik lastikle gezersen 1- lastik tabanı asimetrik aşınacak, 2- yol tutuşu azalacak. seyahat sonrası lastik havasını sen yine boşa göre ayarla.

Bunda garip olan nedir onu anlayamadım. araçta tekseniz. ağırlığın çoğu motor tarafında olduğu aracı dengelemek adına önlere fazla arkalara az basılır. Bu durum yol tutuşa da etkileyeceği için büyük önem teşkil eder.

yolcu varken yolcu ve bagaj varken de arkalara yüksek basılır, yükün çoğu aracın ağırlık merkezinin arkasında olduğu için.


Bunlara ek olarak yolcu sayısına göre far ayar düğmesini de ayarlamanız gerekir. kimse dikkat etmez buna ama çok önemlidir. oradaki 0(söför)-1-2-3-4 ün anlamı yolcu sayısıdır. arkaya yük bindikçe aracın önü havaya kalktığından o far insanların gözüne girer.

janavarorion'un ilk paragraftaki dediği doğru fakat her araç için geçerli değil. en iyi basınç kapının altındaki yazan değerlerdir.

“Araba bu, bazen tek şoför bazen de 4-5 kişi biniyoruz yani. “ Doğru. Günlük kullanımda Arabaya birileri binecekse abi bi dk lastikleri şişirmem lazım demiyoruz.

Ben şahsen yolculu ve bagajlı bir şekilde yolculuk yapacaksam kapı içinde yazan değere göre şişiriyorum lastikleri. Dönüp günlük kullanıma döndüğümde de normal değerlere getiriyorum. Aynı şey FAR için de geçerli. Genelde atlanır bu far ayarı. Önemli bence.

ben ikisinin ortasında, aşağıya daha yakın olan bir yerlerde basıyorum.
Sizin örnekte büyük ihtimalle 33-33 basardım.

full kapasitede 350 watt yakıyormuş. saatte 0,5 ile 0,7 tl arasında yakacaktır. kaldı ki konsol sürekli full kapasitede çalışmayacaktır. yani yakacağı en yüksek değer saatte 0.5 ile 0.7 tl arasında olacak.

Test degerleri 200 kusur watt gostermis en fazla. Yani pratikte daha bile az harciyor

vehhabilik-selefilik türk islam anlayışında yer alan bir çok ögeyi din dışı görüyor ve bu inanışta olan insanları da öldürülmesi caiz görüyor. mültecilerle birlikte türkiye'de bu anlayışın alan kazandığı ve bazı hazırlıklar içerisinde oldukları konuşuldu son günlerde. olay en kısa özetiyle bu.

@pilavmaker
Bunu daha önceden gündeme getiren bir siyasetçi falan var mıydı yoksa Cübbeli'nin katıldığı programla mı gündeme geldi?

selefiler daha köktenci ve islamı muhameddin yaşandığı gibi yaşanmasını savunan bağnaz görüşlü bir mezhep. bunlar daha diğer mezheplere göre daha hırçın ve şiddet yanlısı. en güncel örneği IŞID.

Cübbeli öncesinde de bilinen bir olaydı. Cihatçı selefi kavramını illaki duymuşsunuzdur. Bunların uyuyan hücreler olduğuna inanılıyor ve türkiye'de sayıları çok fazlaymışmışmış. Cübbeli konuyu daha ağır biçimde dile getirdiğindne gündem oldu. Aslında iyi de oldu çünkü herkes bu konu yokmuş gibi davranıyor.

Cübbeli bir kaç yıldır çıktığı programlarda bu tehlikeye dikkat çekiyordu, silahlanan dernekler olduğunu, internetten yasa dışı pompalı tüfekler satıldığını ve bunların silahlandığını dile getirdi.

Son zamanlarda artan arap göçmen nufusu ile bazı camilerde arap coğrafyasından gelen selefi vahhabi hocaların vaazlar filan verdiğini dile getirdi.

Devlet bu işin üzerine gitmezse sıkıntı büyüyebilir.

90'larda falan da ara ara popülerdi ama bu endişe suriye savaşı başından beri daha bi yaygın.
çünkü suudilerin, katarın, israil'in, türkiye'nin, avrupa'nın, abd'nin silah erzak vs desteklediği "muhalif"lerin önemli bir kısmı selefi.
ama esad'ı düşürmek için bunları daha bi besleyip büyüttüler.
suriye'de bu çok yaygın değildi, savaştan sonra "hicret" edenlerle sayıları ve tabanı arttı.

orada beslenen eski "muhalif"ler ve eşi dostu türkiye'ye geldi. türkiye içinde de taban kazandı. suriyeli falan değil dümdüz buralı türklerin hakim olduğu bir cemaat geçenlerde kocaeline suudi bir şeyh getirdi.

gündem olmasının sebebi bir anda yükselmeleri falan değil. Cübbeli bunları hedef gösterdi çünkü kendi kitlesi için bir tehdit. İstanbul'daki selefilerin hedef kitlesi cübbeli gibi şeyhleri takip eden islamcı insanlar.


ayrıca selefiler can sıkıntısından türk islam'a aykırı değil.
adamların derdi allah'ın verdiği canı ona uygun bir şekilde yaşayıp cennete gitmek. dünyevi her şeyi reddediyorlar. bugün en basitinden bir mezar taşında ağlamak bile dünyevi bir şey.
yine dinsiz devletten maaş alan camii imamlarına bile düşmanlar çünkü bu işi maaş karşılığında yapıyorlar.

ışid'in etkin olduğu yıllarda ankara'da, adıyaman'da, gaziantep'te ciddi bir kitlesi vardı bunların.

şimdi ise cübbeli gibi bu kadar şeyh tarikat cemaat varken en son dert edilmesi gereken şeyler bunlar.